Site icon Prof Dr Ibrahim Sirkeci

Kraliçeler de fişler!

Sadece Patagonya’da, Zimbabwe’de ve bir takım muz cumhuriyetlerinde olduğunu sanan varsa çok yanılıyor. ‘Demokrasinin beşiği’ de fena halde fişlemeyle meşgul. Özgürlükler örgütü epeydir polisin kişisel kayıt ve izleme yetkilerinin sınırlanması için kampanya yürütüyor. Bu hafta bilgi edinme kanunu kapsamında buz dağının ucu göründü. Kraliçemizin polisi en azından yedi yıldır görüntülü ve açıklamalı bir bilgi bankası oluşturuyormuş.
Londra ve genel olarak İngiltere’nin dünyanın video kameralarla en çok izlenen yeri olduğunu artık herkes biliyor. Londra’da sıradan bir günde 300 dolayında kamera tarafından kaydediliyorsunuz. Oxford Caddesi’nde ise ses düzeyini de otomatik olarak gözetleyen kameralar var. Yine bir George Orwell manzarası yani!..
Polis özellikle siyasi gösterilerde, toplantılarda sürekli video kaydı yapıyor ve takip ediyor. Polisin savunması, “gözetliyoruz ama kişisel bilgi bankası oluşturmuyoruz” şeklinde. Video kayıtlarını bilgi edinme kanunu çerçevesinde aldığımıza göre ‘bilgi bankası’ oluşturmadıkları kesin. Siz istiyorsunuz onlar bilgi çöplüğünden çıkarıp veriyorlar. Banka manka yok yani!
Medyaya düşen video kayıtlarında görülen o ki polis çekimlerde oldukça amatör ama gazetecileri taciz etmekte ise çok profesyonel. Polislerin kayıtlar hakkında kendi aralarındaki  konuşmaları da dudak uçuklatıcı. Neymiş efendim gazeteciler “çok soruyormuş, çok araştırmacıymışlar!” Ne bekliyordularsa! Araştıran ve soran gazeteciler! İnanılır gibi değil. Bir çevreci grubun mitinginde çekilmiş görüntülerde polisler, gazetecilerin miting alanına sık sık girip çıkmalarından da şikâyetçiler. Belki de haber peşindedirler değil mi? Gazeteciler bile arada haber yapabilir nitekim. Söyleneni yazan istenmeyene de bulaşmayan gazeteciler öyle anlaşılıyor ki ‘koskoca başbakanların’ değil koskoca kraliçelerin de rüyasıymış.
Sevgili Gordon okyanusları aşıp dünyayı kurtarmak için Obama’yı ikna etmeye çalışadursun ve ABD’nin karaoğlanı az naz yapadururken, milletçe devletten rol çalmaya da başlamışız. Ian Kerr adlı bir özel detektif 3000 dolayında çalışanın dosyalarını yapmış ve bunu da 40 kadar önde gelen büyük inşaat şirketine  satmış. Dosyada neler yok neler. 1980’e kadar geriye gidilen kayıtlarda Kerr, insanları bir güzel de sınıflamış. Bu konuda biraz yöntem öğrenmesi lazım; daha tutarlı standart kategoriler yaratabilirdi. Kerr, kaydını tuttuğu kişiler için “kesinlikle problemli, asla yaklaşmayın”, “komünist partili”, “grev örgütledi”, “ortalığı karıştırır, uzak durun” ve benzeri notlar düşmüş. Belli ki bu kişiler sektördeki dev ve muhtemelen iyi maaş veren şirketlere girememişler.
Bazı şirketler bu verileri satın aldığını inkâr ediyor, bazıları ise geçmişte aldıklarını ama artık kullanmadıklarını ifade ediyor. Şimdi krizle işsizlik arttığına göre özel detektifler sürümden kazanmak için fiyat kırmalılar bence. Şirketler için de ciddi tasarruflar söz konusu olacaktır, kızışan ajan piyasasında! Sanki bir başka ülke hatırlar gibiyim ihbarperver insanlardan müteşekkil, bu tarz dedektiflikleri dedesinin hayrına gönüllü ve bedava yapan? Adı aklıma gelmiyor şimdi!..
Devletler her yerde aynı galiba. Demokrasinin beşiği de olsa eşiği de olsa yeri geldi mi, ben sizden daha eşitim ve bazı şeyleri bilmezseniz sizin için daha iyi olur diyebiliyor ana ya da baba olan devlet. Yani biz sizin her şeyinizi kayıtlar ve gözetleriz sizse öyle her şeye burnunuzu sokmayın kuralı geçerli. Geçenlerde de Irak Savaşı kararının verildiği bakanlar kurulu toplantısının tutanakları son dakika da açıklanmaktan kurtuldu. Genelde öyle olur tesadüfen bu haklar vs. meselelerinde az buçuk samimi bulabileceğiniz bir bakan çıkar ve hayır açıklanmasın deyiverir. Bu kez  esas oğlan rolü Jack Straw’ındı. Bir süre daha bilemeyeceğiz nasıl karar verildiğini şu inanılmaz Irak işgaline.
Bu arada dikkatli olun, mitinglere gidin ve keyfini çıkarın nasıl olsa bir devlet devletlü kayıtlarına sizi çoktan almıştır. Hele de kimsenin çok sorgulayamadığı ya da ağzını açınca hemen hünkârdan tazminat davası yediği bir memleketteyseniz daha bir rahat olun. Her şey kontrol altında. Biri sizi gözetliyor! TV stüdyolarında kuyruk olmayın BBG (Biri Bizi Gözetliyor) evine girecem diye, evinizde oturun BBG ayağınıza gelir mutlaka. Ama özel dedektiflere dikkat edin! Bedava bilgi alınmasın; komisyonunuzu alın en azından!
İyi pazarlar diler Dünya Kadınlar Gününüzü ve Dünya Emekçi Kadınlar Gününüzü kutlarım. Gündüz düşleri görelim, dua edelim, belki rabbimiz bize de uygun bir şey düşürür; Cleveland’da ameliyat, New York’ta burslu eğitim, birkaç milyonluk gemicik  gibi…

* This article was first published in BirGun: http://www.birgun.net/haber-detay/kraliceler-de-fisler-12083.html
** İbrahim Sirkeci Londra Regent’s Üniversitesi’nde Ulusötesi Çalışmalar ve Pazarlama Profesörü olarak görev yapmaktadır.
[contact-form][contact-field label=’Name’ type=’name’ required=’1’/][contact-field label=’Email’ type=’email’ required=’1’/][contact-field label=’Website’ type=’url’/][contact-field label=’Comment’ type=’textarea’ required=’1’/][/contact-form]

Exit mobile version